TERAVİH NAMAZI NE KADAR SÜRÜYOR, KAÇTA BİTİYOR?
Teravih namazının süresi, 20 rekatlık kısmı ortalama yaklaşık 20 dakika olarak hesaplanırken, yatsı namazı (10 rekat) ve vitir namazı (3 rekat) ile birlikte toplamda 45 dakika sürmektedir. Namazın bitiş saati, yatsı namazının başlangıç vaktine bağlı olarak değişir; örneğin, yatsı namazı bir şehirde 20.00’de kılınıyorsa, teravih ve vitir ile birlikte yaklaşık 20.45’te tamamlanmış olur.
Teravih namazı kaç rek'attır?
Hz. Peygamber’in (s.a.s.) kıldığı teravih namazlarının kaç rek'at olduğu konusunda, üzerinde ittifak edilen bir rivâyet bulunmamaktadır. Her ne kadar onun vitir dâhil yirmi üç rek'at teravih kıldığı yönünde bazı rivâyetler varsa da (İbn Ebî Şeybe, el-Musannef, 2/164 [7692]; Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ, 2/698 [4286]) bunlar fukaha tarafından farklı değerlendirilmiştir. Dolayısıyla bu konuda Hz. Âişe’nin, Hz. Peygamber’in (s.a.s.) Ramazan ayındaki gece namazlarıyla ilgili hadisinden ve Hz. Ömer’in teravihin cemaatle kılınmasını başlatmasıyla ilgili haberlerden hareketle bir sonuca ulaşılmaya çalışılmıştır.
Resûlullah’ın (s.a.s.) Ramazan’daki gece namazları sorulduğunda, Hz. Âişe, “Resûlullah, Ramazan ve Ramazan dışındaki gecelerde on bir rek'attan fazla (nâfile namaz) kılmamıştır.” (Buhârî, Teheccüd, 16 [1147]; Müslim, Salâtü’l-Müsâfirîn, 125 [738]) karşılığını vermiştir. Başka bir rivâyette bu sayı on üç olarak zikredilmektedir (Müslim, Salâtü’l-Müsâfirîn, 123-124). Öncelikle bu hadisin teravih namazı hakkında olduğu konusunda bir açıklık bulunmamaktadır.
Diğer taraftan Hz. Âişe’nin, Allah’ın elçisinin Ramazan ayında ve Ramazan dışındaki gecelerde on bir veya on üç rek'at namaz kıldığını belirtmesi, onun teravih dışında devamlı olarak kıldığı bir gece namazının bulunduğunu göstermektedir. Zaten Kur’ân-ı Kerîm’de de; “Gecenin bir kısmında uyanarak, sana mahsus bir nâfile olmak üzere namaz kıl. Umulur ki Rabbin, seni övgüye değer bir makama gönderir.” (el-İsrâ, 17/79) buyrulmaktadır.
Yukarıda zikredilenlerden, söz konusu sorunun, Ramazan ayında Hz. Peygamber’in diğer ibadetlerinde olduğu gibi gece namazlarında da bir artış olup olmadığını öğrenmek amacıyla sorulduğu ve teravih namazıyla bir ilişkisinin olmadığı anlaşılmaktadır. Hz. Âişe’den rivâyet edilen, “Resûlullah (s.a.s.) Ramazan’ın son on günü girdiğinde gecelerini (ibadet ve zikirle) ihya eder, ailesini uyandırır, ibadete daha da yoğunlaşırdı.” (Müslim, İ‘tikâf, 7-8 [1174-1175]; bk. Buhârî, Fazlu leyleti’l-kadr, 5 [2024]) hadisi bu görüşü desteklemektedir. Diğer yandan, bu hadisin teravihin meşru kılınmasından önce mi yoksa sonra mı olduğu da belli değildir.
Hz. Ömer zamanındaki cemaatle kılınan teravih namazlarının rek'atları konusunda yirmi ve on bir rek'at şeklinde iki rivâyet vardır (İbn Ebî Şeybe, el-Musannef, 2/162-163 [7671-7683-7684]). Kaynaklarımızda Hz. Ömer’in dönemiyle ilgili farklı rivâyetler olmakla birlikte daha sonra teravihin yirmi rek'at olarak yerleştiği ve günümüze kadar da cemaatle kılınarak böyle devam ettiği ifade edilmiştir (bk. İbnü’l-Hümâm, Fethü'l-kadîr, 1/450; ‘Aynî, ‘Umde, 11/126-127; Mâverdî, el-Hâvî, 2/290-291; Şevkânî, Neylü’l-evtâr, 3/53).
Teravih namazı, Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali dönemlerinden başlayarak günümüze kadar cemaatle yirmi rek'at olarak kılınmıştır. Sahabeden kimse buna itiraz etmemiş ve âlimler tarafından da bu şekilde kabul edilmiştir. Günümüzde, başta ülkemiz olmak üzere pek çok İslâm ülkesinde teravih namazı cemaatle 20 rek'at olarak kılınmaktadır.
Şunu ifade etmek gerekir ki teravih namazı nâfile bir ibadet olduğundan, farz gibi telakki edilmesi doğru değildir. Bu nedenle, yorgunluk, meşguliyet ve benzeri sebeplerle, teravih namazının evde 8, 10, 12, 14, 16 veya 18 rek'at kılınması hâlinde sünnet yerine getirilmiş olur. Ancak cemaate iştirak etmeye çalışmak daha iyidir.
Teravih namazının hükmü ve mahiyeti nedir?
Terâvîh namazı Ramazan ayında, yatsı namazından sonra sabah namazı vaktine (fecrin doğuşuna) kadar kılınabilen nâfile namazın ismidir.
Hadisi şeriflerde ramazan gecelerinin ihyası olarak nitelendirilen bu namaza dört rek‘atta bir dinlenme amacıyla biraz araverildiğinden "terâvîh" denmiştir.
Resûl-i Ekrem (s.a.s.) ashabıyla beraber cemaat hâlinde bu namazı kılmış, onların iştiyakını görünce farz olur endişesiyle cemaatle kılmayı terk ederek yalnız kılmaya devam etmiştir (Buhârî, Salâtü’t-terâvîh, 1 [2012]; Müslim, Salâtü’l-müsâfirîn, 177-178 [761]). Yine Hz. Peygamber, “Kim inanarak ve sevabını Allah’tan bekleyerek Ramazan namazını (teravih) kılarsa, onun geçmiş günahları bağışlanır.” (Buhârî, Salâtü’t-terâvîh, 1 [2009]; Müslim, Salâtü’l-müsâfirîn, 173-175 [759-760]) buyurarak teravih namazına teşvik etmiştir. Bu bakımdan teravih namazı, erkek ve kadınlar için sünnet-i müekkededir.
Teravih namazını dört rek'atta bir selâm vererek kılmak caiz ise de iki rek'atta bir selâm vererek kılmak daha faziletlidir. Bu namazın her dört rek'atının sonunda bir miktar oturup dinlenmek müstehaptır. Bu dinlenmelerde tehlîl (lâ ilâhe illallah) ve salavât ile meşgul olunması uygundur.